“PIRASA PARA İLE, HER ŞEY SIRA İLE”

  • Anasayfa //
  • “PIRASA PARA İLE, HER ŞEY SIRA İLE”
22 Aralık 2023

Başlık Antalya ilimizden (Akseki) derlenen kalıplaşmış sözlerimizden birisi. (1) Tahmin ettiğiniz gibi bugün konumuz, pırasa.  Latince “prasinıs”, Rumca “prasa”, Farsça “perâse”, Arapça “kürrâs”, Almanca “lauch”, Fransızca “poireau”, İspanyolca “puerro”, İngilizce “leek” olarak söylenen pırasa,   “prason” sözcüğünden dilimize geçmiştir. (2) Tarihinin çok eskilere uzandığını, eski Mısır halklarının,  Hititlerin, İbranilerin, Romalıların bu sebzeyi tanıdıklarını biliyoruz. (3)

 

Bu çok yıllık antik  kış sebzesinin içeriğinde bol vitamin, demir, kalsiyum, fosfor, magnezyum, potasyum, çeşitli nitrit ve oligo-elementler bulunur. Yararları pek çoktur. Örneğin pekliği giderir, tok tutar, barsakları yumuşatır, kanı temizler ve toksinleri organizmadan atar. (4)

 

Kamışlı pırasa (uzun bir cins pırasa) ya da kamış pırasası, kara pırasa ve Şam pırasası (kürras-ı Şâmî- dibi soğan şeklinde bir pırasa çeşidi) gibi çeşitleri vardır. Ülkemizde iki çeşidi yaygındır. Uzun ve beyaz yapraklı “kamış pırasası” ve boyu daha kısa ve yaprakları yeşil olan “kara pırasa.” Kamış pırasasına İstanbul’da “kartal pırasası”, Bursa civarında “İnegöl pırasası” da denir. (5) Denizpırasası, denizlerde yetişen bir tür yosundur. Yer pırasası

(Leonurus) ise Ballıbabagillerden, eskiden hekimlikte terletici olarak kullanılan bir bitkidir ve elbette bugün konumuzun dışındadır.

 

Akdeniz Bölgesinde doğal olarak yetişmesi Ülkemiz mutfağı gibi Fransa ve Balkan ülkelerinin mutfaklarını da etkilemiştir. Ülkemizde kalyesi, dolması, kavurması ve  yahnisi ilk aklıma gelenler. Mevlâna’nın eserlerinde adı geçtiğini, Saray kayıtlarında Fatih Sultan Mehmet’e yumurtalı pırasa pişirildiğini elbette biliyoruz. (6)

 

Sadece Samsun ilinden verilecek birkaç yemek bile sebzenin mutfaklarımızda ne kadar yaygın olduğunu gözler önüne sermektedir. Örneğin, sebzeli mısır ekmeği, pırasa çullaması, pırasa koruklusu, pırasa mıhlaması, zeytinyağlı pırasa dolması ve zeytinyağlı pırasa gibi. Pırasa mıhlaması (Karaman), pırasalı börek (Isparta) ve pırasa paçası (Denizli, Orta Anadolu), Erzincan’ın pırasalı köfte yemeği “ekşili köfte”  gibi  örnekler elbette çoğaltılabilir. Pırasa ogreten ve  ekşili pırasa gibi yemekleri de unutmamak koşuluyla..

 

Pırasanın esin verdiği alan sadece mutfaklarla sınırlı değildir, sözlü kültürümüzde de yansımalarını görebiliriz. Gür bıyıklı kimselere bazen “pırasa bıyıklı” denildiğini çoğumuz biliriz.  Argodaki “Pırasa mı dedin?” cümlesinin taşıdığı anlamı bilmeyebilirsiniz ama.. “Birisinin söylediği sözle alay etmek, bu sözün anlamsız, geçersiz olduğunu belirtmek için söylenen”  ve duyulması hiç arzu edilmeyen bir cümledir. (7) Umarım bir kabadayının Savulun! Biçerim! Pırasa mı dedin?” cümlesini hiç duymaz (8)  ve “pırasa gibi saçları” ile göz zevkinizi bozacak biri ile de hiç karşılaşmazsınız. Ama  sırayı bozan birini görünce şu atalar sözünü (9)  anımsayabilirsiniz. “Pırasa para ile, her şey sıra ile.” Atalar sözünü sırayı bozan kişiye  söyler misiniz, söylemez misiniz onu bilemem ama  size sızma zeytinyağının içerisinde tüm güzelliği size göz kırpan pırasanın tadına bakmanızı hararetle önerebilirim.  

 

Kalınız sağlıcakla..

 

ZEYTİNYAĞLI PIRASA     

Malzemeler:

1 kg. pırasa

1 kahve fincanı zeytinyağı

3 adet orta boy havuç

1 tatlı kaşığı şeker

Tuz, ve 2 kahve fincanı su

Hazırlanışı:

Soyulmuş pırasalar 2 cm uzunluğunda, havuçlar 1 cm kalınlığında yuvarlak doğranır. Tencereye zeytinyağı konur, havuçlar biraz sarartılır. Sonra ayıklanmış, yıkanmış ve doğranmış pırasalar tencereye eklenerek yaklaşık 5 dakika sote yapılır. Suyu eklenir, 10 dakika sonra tuz ve şeker eklenerek sebzeler yumuşayıncaya kadar pişirilir. Serviste kırmızı biber serpilir, limon ve maydanoz ile süslenir. Ilık yenilmesi tavsiye edilir.  

 

Not: Arzu edilirse soğan ve domates salçası konulabilir. Yukarıdaki ölçü için bir tane soğan ve ½ yemek kaşığı salça yeterlidir.  Arzu edilirse pirinç de eklenebilir. Pirinç  eklenmesi düşünüldüğünde su miktarı artırılmalıdır.

 

KAYNAKLAR:

1) Bölge Ağızlarında Atasözleri ve Deyimler, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Ankara, 2004, c.1, s. 556.

2) Eyüpoğlu, İsmet ZekiTürk Dilinin Etimoloji Sözlüğü, Sosyal Yayınlar, İstanbul, 1988, s. 556.

3) Şenyapılı, Önder. Damakta Kalan Tatların Akılda Kalan Adları, ODTÜ Yayıncılık, Ankara, 2. Basım, 2010, s. 395-396

4) Göksel, Mehmet. Doğal Beslen Genç Kal. Gaziantep Sarıgüllük Lions Kulübü Yayınları, Gaziantep, 2000, s.149.

5) Şenyapılı, a.g.e., s. 396

6) Işın, P. Mary. Osmanlı Mutfak Sözlüğü, KitapYayınevi, İstanbul, 2010, s.303.

7) Samsun Yemekleri, Samsun İlk Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Samsun, 2006, s. 59, 60,61,65,66. 

8) Aktunç, Hulki. Büyük Argo Sözlüğü, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2002, s. 240.

9) Bölge Ağızlarında Atasözleri ve Deyimler, a.g.e., s.182

 

http://www.efecehaber.com/yazaroku.asp?ids=10505

Diğer Yazılar
images

ACEM PİLAVI (KAHRAMANMARAŞ)

post iamges

Gonca Tokuz

images

AŞÛRE

post iamges

Gonca Tokuz

images

ZERDE

post iamges

Gonca Tokuz

images

MULUHİYE-MOLOHİYA

post iamges

Gonca Tokuz

images

ZEYTİN BÖREĞİ / ZEYTİN PİDESİ

post iamges

Gonca Tokuz